Çalışma Saatlerimiz: Pts - Cts - 09:00 - 18:00, Pazar Günleri Kapalı
0212 231 00 00
Blog

KOZMETİKTE YENİ BİR DEVİR BAŞLIYOR...

KOZMETİKTE YENİ BİR DEVİR BAŞLIYOR...

Kozmetiklerle cildinize hala zehir vermeye devam mı edeceksiniz?

Natürel (Doğal), Derma-Kozmetik, Bitkisel, Organik Kozmetik vs. gibi satış odaklı reklam isimlerine aldanmaya hala devam mı edeceksiniz?

Önemli Not: Bu konuyu açıklamadan önce, özellikle hiçbir firmaya veya ürüne hitaben bu bilgileri vermediğimizi belirtmek istiyorum. Burada anlatacağımız konu bizim veya firmamızın bilgileri değil tamamen tarafsız üniversite ve araştırma kurullarının bilgileridir.

 DR. BAUMANN COSMETIC ürünleri ile

                             KOZMETİKTE YENİ BİR DEVİR BAŞLIYOR...

 Karşılaştığımız insanlara bu soruları sorduğumuzda, şaşkın şakın bakıyorlar. Dış etkilere, güneş ışınlarına, serbest radikallere, kimyasal etkilere karşı en önemli ve en büyük organımız olan vücudumuzun doğal örtüsü derimizi acaba nasıl koruyoruz? Parfümeri ve güzellik salonlarına giderek daha genç kalmak ve daha güzel görünmek için ve bu doğal örtümüzü korumak için pahalı, ucuz kremlere paralar yatırıyoruz.  Amacımız; daha güzel görünmek. Ancak sağlıklı olmadan güzel görünebilir miyiz? Hangi kriterlere göre ürün seçimi yapıyoruz? Marka, reklam… Cildimiz için marka hiç önemli değil, cildimiz için şık ambalajlar hiç önemli değil. Kullandığımız kozmetik ürünlerinin içerisinde ne var? Asıl cildimizi bu soru ilgilendirir.

Avrupa ‘da 1998 yılında çıkan bir kanuna göre kozmetik firmalar ürün içerik maddelerini (INCI) mutlaka en yoğun orandan en az orana doğru ambalaj üzerine yazmak zorundalar. Günden güne gittikçe daha fazla insan bu konuya özen gösteriyor. Dolayısıyla reyonlarda bir ürün satın almadan önce uzun uzun ürün etiketlerini okuyanların sayısı artıyor.

Aslında bu ve daha bunun gibi birçok konuları, nerdeyse her ay verdiğimiz ücretsiz INCI veya Skinolojist seminerlerimizde detaylı bir şekilde anlatıyoruz. Burada ise kısa kısa bahsetmeye çalışacağım.

Doğal (Natürel) kozmetik ürünleri; petrol doğal bir üründür, ancak cildimiz için son derece zararlıdır. Yani doğal kozmetik kelimesi yetersizdir. Özellikle bu hafta bu konunun işlenmesinden dolayı burayı biraz daha açıklayalım. 

Mineral YAĞ (PETROLATUM, PETROLEUM) (MSDS)

Mineral Yağ, tıpkı endüstride metali kesmek için kullanılan akışkan gibi ham petrolden gelir. Sağlıklı cildin oksijen alıp karbondioksit vermeye ihtiyacı vardır fakat mineral yağlar, ciltte ince bir yağ tabakası oluşturarak cildi tıkar ve onun nefes almasını engeller. Petrokimyasallara karşı aşırı duyarlılığa neden olur. Bu alerjik reaksiyon ciddi boyutlara ulaşabilir. Tehlikeli kanserojenler çoğunlukla mineral yağlarda bulunur. Cilt bakım ürünlerinin maliyetlerini düşürmek isteyen firmalar, mineral yağların ciltte nem kaybına karşı güçlü bir bariyer oluşturduğunu iddia ederler. Gerçek olan ise mineral yağların ucuz ve iğrenç olduğudur.

Mineral Yağlar genellikle makyaj ürünlerine, saç bakım ürünlerine ve nemlendirici kremler ile losyonları da kapsayan çeşitli güzellik ürünlerine eklenir. Bu çok popüler bir kozmetik katkı maddesidir çünkü kokusuzdur ve ciltte iyi bir his bırakır. Buna rağmen mineral yağlar, toksisite potansiyeli; çatlak ve akne riskini arttıran gözenekleri tıkama potansiyeli ile ilgili ciddi endişelerin başlıca sebebidir.

Petrol, benzin üretmek için damıtılırken, mineral yağ yan ürün olarak ortaya çıkar. Böyle bir kaynaktan geldiğine göre bu yağın zehirleyici etkileri hakkındaki endişeler şaşırtıcı değildir, çünkü petrol ürünleri insanda kansere yol açıcı en güçlü etken olan benzeni içerir.

Mineral yağ içeren ürünlerin sürekli kullanılması, daha önce de belirtilen yan etkilerin yanı sıra bünyede alerjilerin gelişmesiyle de sonuçlanabilir. Çoğu bebek losyonlarının parfümlerle biraz değiştirilmiş mineral yağlardan başka bir şey olmadığını pek çoğumuz bilmiyoruz.

Mineral Yağların Bilinen Tehlikeleri

Ayrımsal damıtmanın icat edilmesinden sonra petrolden, birbirinden farklı pek çok yan ürün türemiştir. Bu yan ürünler; parlayıcı olmalarına ve yüksek ısıl değere sahip olmalarına rağmen gerçekte işe yaramazdılar; ta ki üreticiler onları kozmetik ürünlerde ve ev gereçlerinde kullanmaya başlayana kadar. Mineral yağı bir kozmetik ürün olarak kullanmanın en önemli sakıncalarından biri, bunun yabancı bir uygulama yani insan cildini kaplayan yabancı bir madde olmasıdır. Mineral yağ, cildin üzerinde plastik bir tabakaya benzeyen ince bir tabaka oluşturduğu için cilde zararlıdır. İnsan cildi; D vitamininin üretilmesinde, vücut sıcaklığının düşürülmesinde ve toksinlerin vücuttan atılmasında hayati rol oynayan bir organdır. Cildin yüzey tabakalarındaki hücrelerden koruyucu ve elzem olan Seramidlerin salgılanmasında bir anahtar görevi gören C vitaminine de ayrıca ihtiyaç vardır.

Cilt bakım ürünlerinde bulunan bütün mineral yağlar vücutta meydana gelen bu işlemleri durdurur. Mineral yağ bazlı losyon ve kremlerin kullanılmasından sonra ortaya çıkan ince, plastik benzeri tabaka, D vitamini üretme işlemini zorlaştırarak yavaşlatır. İnsan cildi güneşe maruz kaldığında, vücudun en çok ihtiyacı olan içerik maddelerinden biri olan D vitamininin üretimini başlatır. Mineral yağlar terleme işlemini zorlaştırdığı için cildin üzerindeki mineral yağ tabakası terlemeyi engeller ve insan vücudunun sıcaklığı düşürmesi çok uzun zaman alır. Cildin üzerinde tuz ve minerallerle birlikte bulunan yağın uzaklaştırılması ise kaşıntıya ve ağrılı cilt döküntülerine neden olabilir.

Kişinin cildi mineral yağlara bağımlılık kazanır ve bağımlılık belirtileri, sadece sağlıklı ve güvenli bitkisel yağları kullanmaya başladığında kaybolur. Kuru, kızarık ya da hafif döküntülü cilt en az bir hafta sonunda dengesine kavuşur.

Sonuçta hala bazı insanların aklına takılabilecek içten bir soru olabilir: O halde bu ürünlerin üreticileri neden mineral yağları kullanıyorlar? Cevabı çok basit, mineral yağ sadece bir yan ürün ve aslında petrol rafinerisinde hiçbir değeri yok.  Bu nedenle mineral yağ bazlı ürünlerin üreticileri, mineral yağları çok uygun fiyatlara satın alma imkanı buluyorlar.

 Bitkisel kozmetik ürünleri; tütün bitkiseldir, ancak cildimiz için zararlıdır, yani bu da yeterli değildir. Aynı zamanda yeşil çay da içilmesi durumunda son derece sağlıklıyken cildime kremlerle verilmesi durumunda hiçbir etkisi yoktur. Kısaca cildimize doğru ve değerli bitkisel ürünleri kullanmadığımız takdirde bu da etkisizdir.

Derma-Kozmetik, Medikal-Kozmetik, Kozmesotikıl (farklı şekillerde de yazılıyor) vs. gibi ürünler; bu tip ürünler normal kozmetik ürünlerden üstün olduklarını iddia etmelerine rağmen içerik maddelerine baktığımızda maalesef diğerlerinden hiçbir fark olmadığını hatta bazılarının daha da zehirli olduklarını görüyoruz. Kısaca bular da hiçbir şekilde yeterli ve doğru ürünler değildir.

 Sizleri çok iyi anlıyorum aklınız, yüzlerce soru bombardımanına tutuluyor şu an, merak etmeyin biz ne söylediğimizin farkındayız ve bizim söylediklerimizin çok daha detaylarını ve belgelerini görmek isterseniz, yapmanız gereken sadece seminerimize katılmak için randevu almanızdır.

Bunun la birlikte bizi ve ne yaptığımızı kısaca anlatmamız gerekirse,

Biri kimyager, diğeri dermatolog ve aynı zaman da firma sahipleri olan Dr. Thomas Baumann Dr. Ernst W. Henrich, 20 yıldan bu yana cilt bakım ürünlerinde birinci sınıf kaliteyi üretmenin hedefi içerisindeler.

İşin başından beri duru bir konsept üzerine olan çalışmalar değerini de bulmuştur. Netice itibari ile gayretli, sistematik ve süregelen araştırmalar özel BIONOME kalite standart başarısını sağlamıştır.  

 Bionome Sağlık ve Güzellik Bakımı

 “Bionome” yaşam kurallarının ilmidir. Bu kurallar DR. BAUMANN COSMETIC’ in kaliteli ürünlerin üretilmesinde esas ilkedir. Ürünlerin gelişiminde bir taraftan cildin metabolizması dikkate alınırken diğer taraftan çevreye ve diğer canlılara olan sorumluluklar ihmal edilmemiştir.

 Dr. Baumann Araştırmaları tüm bu problemlere dahiyane çözüm getiriyor

·   İçerik maddelerin seçiminde dermatolojik ve alerjenler dikkate alınır ve böylece en uygun uyumluluk sağlanır.

·   Vücudun yararına olan ve bilinçli seçilen içerik maddeleri detaylı anlatılır, belgelenir.

·   İçerik maddeleri cildin fizyolojik ve anatomik yapısı ile ahenk içindedir. Seçkin Skinldent ürünleri sadece vücut ile özdeşleşmiş içerik maddeleri ve vitaminlerden oluşur.

·   Paraben, Sodyum Benzoate ve Potasyum Sorbate gibi kimyasal katkı maddeleri içermediği halde senelerce dayanabilen ürünlerdir. Zira dermatologların deyimine göre kimyasal katkı maddeleri de aynı kozmetikte bulunan koku maddeleri gibi alerji tetikleyicileridir.

·   Kimyasal boyar maddeler kullanılmaz.

·   Cildin nefes almasını engelleyen mineral yağlar içermez.

·   Hiçbir ürününde O2 içermez.

·   Gereksiz ambalaj kullanılmadığından çevreye dosttur.

·    Katledilmiş hayvan içerik maddeleri kullanılmadığından hayvan severdir.

 En iyi ürün ancak en iyi aktif içerik maddelerinden oluşur.

3-5 haftada gözle görülen etki olmadığı takdirde ürün iade garantisi

 

Sağlıklı ve Mutlu Bionome Günler

Leyla İnanır